bilgeoda
  KİRPİ
 

Sıcak bir yaz günüydü. Vakit öğleyi geçmiş, ikindiye doğru meyletmişti. Ben de biraz bağda çalışmış istirahat ediyordum. Bağın ortasındaki kayısı ağacına sırtımı yaslamış çayımı yudumluyordum. Bir ara az ileride, üzüm asmalarının arasında bir kıpırtı dikkatimi çekti. Yavaşça yerimden kalkıp; hareketin geldiği yere doğru eğildim, baktım. İri bir kirpi üzüm asmalarının arasından gidiyordu. Arada bir durup, üzüm salkımlarından bir iki tane alıp yiyor, tekrar yoluna devam ediyordu.

İzlemeye devam ettim. Biraz ileride büyükçe bir salkımın altında durdu. Salkım hem iri hem de gayet olgun görünüyordu. Kirpi arka ayakları üzerine kalktı, ön ayakları ve dişleri ile üzüm salkımına tutundu. Hem ön ayakları ile üzümleri sıyırıyor hem de hızlıca salkımı sallıyordu. Birkaç defa tekrarladı bu hareketini. Merakla sonra ne yapacağını görmek için sabırsızlanıyordum.

Tanelerinin tamamına yakını yere dökülmüştü. Salkımı bıraktı, herhalde şimdi teker teker taneleri yiyecek diye düşündüm. Ama öyle yapmadı. Tanelerin toplandığı yere geldi. Ve birden, sırtındaki okları dikleştirip üzümlerin üzerinde yuvarlanmaya başladı. Üzüm tanelerinin hemen hemen hepsi sırtındaki oklara saplanmıştı. Sonra sırtındaki üzüm taneleriyle birlikte yavaşça oradan uzaklaştı. Taneleri düşürmemeye özen gösteriyordu. Muhtemelen, ondan yiyecek bekleyen yavrularına götürüyordu.

Kirpi kendisine verilen donanımla şefkât yüklü bir teknik bulmuştu. Bu, Cenab-ı Hakk’ın bizlere ibret almamız için göz önümüze getirdiği bir tablo olmalıydı.

 
 
  Bugün 56 ziyaretçi (65 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol